KİMLERDENMİŞ?

Bu blog, iki yakın arkadaşın ortaklığı ile seneler önce oluşturuldu, ancak evlilikler, doğumlar, ayrılıklar, yeni deneyimler derken, farklı bir yöne evrildi. Sonra da dendi ki, "ya biz bunu da denemişiz". O zaman neden insanlarla da paylaşmayalım? Her işte parmağı olan iki dostun yorumlarını, paylaşımlarını okuyacaksınız. Bi bakmadan geçmeyin :)

PAYLAŞALIM MI?

13 Eylül, 2019

TÜKETMİYORUZ KAMPANYASI MİNİMALİST YAŞAM TARZI

     En son çarşıya, pazara çıktığınızda ne kadar harcadınız? Cebinizden çıkan para ile eve giren ürün sayısı arasındaki ciddi fark dikkatinizi çekmeye başladı mı?

     Kendi çocukluk/ ergenlik dönemimi düşünüyorum. Özel günlerde ya da maaş günlerinde alınan bir kaç parça kıyafet, az miktarda ama her işimizi gören kombinler, "yiyebileceğimiz kadar" gıda, "ihtiyacımız kadar" ev eşyası. O zamanlar minimalizm diye bir kavram da yok tabii.

     Ama şimdi sosyal medya var. Hiç burada gelip de "aman eski günler ne kadar güzeldi" nostaljisi yapmayacağım. Teknolojinin yüzlerce, binlerce faydası var. Sosyal medya da eğlenceli bir şey, yalan yok. Derya deniz. Ama biraz abartmıyor muyuz?


     Influencer tayfasının yaptıkları her reklamdan aldıkları paralar belli. Amerikalı çocuklara sormuşlar, daha dün bir haber vardı, "Gelecekte ne olmak istersiniz?" sorusuna verdikleri cevap şu: Youtuber. Neden? Çünkü para kazanmanın kolay yolu, ve pek de bir niteliğe sahip olanız gerektiği söylenemez. Makyaj yapmayı biliyorsan da takip ediliyorsun, çok geziyorsan da, çok güzelsen de. Hayatının hemen her anını, arkadaş ortamını paylaşarak da yapabiliyorsun bu işi. Öyleyse neden kendilerine bir şeyler katmaya çalışsınlar? Ama bu yazının konusu bu değil, ben o konuda çok dertliyim, o yüzden onu başka bir posta bırakmaya karar verdim.


     Esas sorun şurada, takipçi sayısı fazla olan kitlenin, bizlerde sürekli olarak "bir şeyler satın alma isteği" uyandırmaya başlaması. Çünkü "aşağı kaydırın, kodu girin, indirimli olsun" tarzı cümleler bizlerde şunu uyandırıyor, "bu ürünü alırsam, ben de o kadar güzel olabilirim, zaten indirim kodu var, bunu kullanırsam benim de hayatım o kadar eğlenceli olur, ben de öyle zengin bir yaşam sürerim"

     En son aldığın ürüne gerçekten ne kadar ihtiyacın olduğunu düşün. Yeni çıktığı için mi aldın, başkasında görüp sahip olmak mı istedin, alışkanlıktan mı aldın?

     Alışverişin bir alışkanlık olmaya başladığını, dolabımdan giysiler taşmaya, ancak hiçbirini giyecek yer bulamamaya başlayınca fark ettim mesela ben. Benim bildiğim, gece elbisesi gereklilik olduğunda alınır yahu, aman alayım da, belki bir düğün olur nişan olur mantığı ile aldığım elbiseleri hiç giyemedim.

     Kozmetik... Ah o kozmetik, ne kadar alırsan al asla yeterli sayıda gelmeyecekmiş gibi. Tarihi geçtiği için bitmeden çöpe giden kaç tane ürünün oldu?

     Ev eşyası. Gerçekten her yeri eşya ile doldurduğunu, taşınmaya karar verdiğinde ve toparlanmaya başladığında far ediyor insan. Peki, taşındıysan eğer, kaç koli eşya attın çöpe. Ne zaman aldığını bile hatırlayamadığın kaç şey buldun evinde?

     Peki, bunu kendimize neden yapıyoruz? Reklamlar, youtube kanalı olanlar, Instagram fenomenleri hepsi aynı şeti söylüyor: TÜKET! (Çünkü bize para kazandırmalısın) Peki bizler o kadar para kazanıyor muyuz? Yoksa aldığımız zam enflansyon karşısında kuşa mı döndü?

     Burada şunu demek istediğim anlaşılmasın. Tabii ki talepkar olacağız. İhtiyaçlarımızı insan gibi karşılayabilmek için, başka ülkelerde 1 birime alınan ürüne 10 birim para ödememek için, lüks sayılabilecek şeyleri de tüketmeye hakkımız olduğu için. Ama fazlasına ihtiyacımız var mı?

     Son bir aydır, kendimce bir tüketmiyorum iddiasına girdim. Temel gereksinimlerimi alıp, kıyafet, kozmetik, ev eşyası gibi ürünleri alırken, "buna gerçekten ihtiyacım var mı?" diye soruyorum kendime. Mesela Gratis' te %40 indirim varmış. O anda elimdeki parayı "nasıl olsa kullanıyorum" diyerek kutu kutu şampuanı istiflemek için kullanmalı mıyım? Sanki bir daha hiç indirim olmayacakmışçasına, yarın bütün Gratis'ler ani bir kararla kapatılacakmışçasına. Benim bildiğim Gratis, yılda birkaç defa aynı indirimleri aralıklarla yapıyor zaten :/

     Bunu yaparak, depolayacak yer sorunumu ortadan kaldırmaya başladım. Gerçekten kullandığım bir kaç ürünü elimde tutup, bozulanları, tarihi geçenleri ayıkladım, kalanları düzenledim. Giymediğim kıyafetlerin tek tek fotoğraflarını çekip zebramo, dolap gibi 2. el satış sitelerine koydum, daha sonra satılırsa kargolanmak üzere koliye yerleştirdim. Ta daaa....Dolabımda artık hangi kıyafet var görebiliyorum, kolaylıkla da birbirleriyle eşleştirebiliyorum.

     Mutfak için de aynı taktiği uygulamaya başladım. Eski tarihlerden başlamak üzere, daha önceden paket paket alıp istiflediğim gıdaları tüketiyorum, çabuk bozulabilecek olanlara öncelik veriyorum. Alışverişi azalttım. 

     İnternetten kıyafet alışverişi yapıp, 2 günde bir kargo beklediğim günler sanki üzerinden çok geçmiş gibi. Ama geçmedi. Hala taksitlerini ödüyorum, kredi kartıyla alırsam cebimden para çıkmıyormuş gibi geldiği günlerdeki matmazelin bana selamı var.

     Çok değil, bir süre bunu devam ettirebilirsem, yarın yokmuş gibi parasını savuran matmazelin yerine, daha düzenli ve gerçekten ihtiyaç duyduğu şeylere sahip bir matmazel gelecek, çünkü alışkanlıklar uzun vadede oluşuyor.

     Bize bunu unutturdular. Çünkü daha çok para kazanmaları lazımdı. Ben kendime hatırlatıyorum. Çünkü cebimde duran paranın buharlaşmamasına ihtiyacım var.

     Elim değmişken sizlere de hatırlatayım dedim, aaaa yabancı mıyız :)


   



Subscribe to Our Blog Updates!




Share this article!

1 yorum:

  1. Situs Judi Slot Online Terpercaya 2021 | Judi Online Casino
    Daftar Situs deccasino Judi Slot Online Terpercaya No 1 2021 샌즈카지노 · Pragmatic Play · Joker123 메리트 카지노 쿠폰 · Spadegaming · Habanero · Game Slot

    YanıtlaSil

Return to top of page
Powered By Blogger | Design by Genesis Awesome | Blogger Template by Lord HTML